28 Eylül 2015 Pazartesi

O adamlar yok mu ? Ah o adamlar...




         Nedir- bizim istediğimiz? Kalbimizi titreten , içimizi sızlatan , bizi bizden alan nedir?
Bu kadar kolay mı birine kapılmak,yada bu kadar zor....


        Öyle bir an geliyor ki; bir adam nutkunuzu kesiyor.Bir adam, gün gün sizi yiyor bitiriyor. Yaşama enerjinizi alıyor. hem size hayat yüklüyor, hem de ömrünüze , törpü oluyor. Böyle adamlar çok az var. Herkesin,  hayatında olmasını isteyeceği adamlar bunlar. Şanslıysanız ; ömrünüzde ,  şu ahir ömrünüzde, bir ömür de olsa, bir dönem de olsa böyle bir adamınız oluyor.

       O adamı tattıktan sonra, o adamı kokladıktan sonra,  o adamı yaşadıktan sonra, o kadar kolay olmuyor hayat. Her şey silikleşiyor,bütün şeyler, tatlar, kokular, dokular, sesler,şarkılar, türküler,güzel yerler, şiirler onda düğümleniyor.
   

        Sanki o adam dünyanın merkezinde. Diğer bütün erkekleri böylesine silikleştiren, basitleştiren, bütün erkekler basitleştikçe, gözünüzde gittikçe tanrılaşan gene o adam... Kokusu gelse burnunuza, bir mutluluk sarıyor, bir tatlı rehavet çöküyor üzerinize...
         
         Ya ne anlatıyorsam  ben de ... yani anlatamıyorummmm....
 Anlatacak çok şey var da ; takat yok, şevk yok, zaman yok, muhabbet yok, 
         
         Böyle adamlar var sözün kısası, 
şanslıyım ben. benim de böyle bir adamım var. Tek dileğim  tanrıdan; ayrı da düşsek, birlikte de olsak, hep olsun hayatımda.  Hatta olmayanlara nasip olsun...  
    
         O kadar iyi bir şey de değil hani yani bu adamlar!!!
Neden? derseniz.  Bu adam benim hem zehirim, hemde panzehirim...  Bazen öyle zalimce , öyle hınçla yakıyor ki canımı , kanırtıyor da kanırtıyor....

         Oysa ki ; farkında değil, az daha uğraşşa öldürecek beni.


         Bazen diyorum ki;  
Hani - Paplo NERUDA' nın söyledigi gibi: ''Seni seviyorum , çünkü  bundan başka çıkar yol bilmiyorum.'' 
  O ne yapsa fark etmez. yine öyle, yine delicesine, yine onun için ölürcesine, yine onun  için yaşarcasına, severim onu...  Ayrıca onun bunu bilmesine gerek yok, zaten böylesine sevildiğini  anlamasına imkan da yok. Hoş anlamasın da...

         Bazen de diyorum ki; (aslın da ben demiyorum, o bana düşündürüyor.)
Neyse ya... Yazmak istemiyorum... Ona kondurmak istemiyorum böyle şeyler. 



Biz iyisi-mi  Neşet Baba dinleyelim....
Ağrımız , sızımız,  azalır hafifler belki...
  
           


     

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder