19 Mayıs 2013 Pazar

Together...

Akşamlara, yalnızlıklara, yalnız yaşanan asklara inat susuyorum. 
Akla geliyor ama dile gelmiyor bazı şeyler. Bazen sıkılıyorum bu hayattan, herkesin an an yaşadığı buralardan çekip gitme, kendine yeni bir hayat kurma, yeni bir alan yaratma dürtüsü icimi kamciliyor. Yalnız bir farkla; herkesin an an yaşadığı bu duyguyu ben uzun süredir her an yasıyorum. 
Etrafında ki insanlar nasılsa sende onlara benziyorsun bir vakit sonra. Masum kalmıyorsun,kalamıyorsun. Elin kolun, basiretin bağlanıyor bir müddet sonra. Sende yanlışlara imza atıyorsun. Sende günahları paylaşıyorsun. Bir de bakıyorsun onlardan olmussun. Onlar gibi olmussun. 
Korkuyorsun! Bir an panik oluyorsun. 
Sonra toparlanmaya çalışıyorsun. Ama artık isledigin gunahlar islenmis, yaptığın yanlışlar vakur dikiliyor karşında. Sen uzaklaşmaya çalıştıkta dolanıyor ayaklarına. Doğru birşeyler yasamana engel oluyor, ayaklarına dolanıyor ellerini bagliyor.İsyanin sessiz bir çığlıktan öteye gidemiyor.  
Onlara ne gerek!
Hesaplaşmaların bile yetiyor aslında sana her yalnız kaldığında, yada gönül  mahkemende, akıl muhakemende seni sıkıştırmaya...

Ama var yolu, olmalı, olmalı bir yolu...

Sen şimdi evinde yatarken, ben şimdi evimin balkonunda oturmus  icerden gelen televizyondaki aptal dizinin sesini duymamazliktan gelerek,seni özleyerek yazıyorum ki;

Ben sende sıfırladim kendimi. Günahlarımı, sevaplarimi, eğer, eğer sende müsaade edersen bana yeniden doğacağım sende, sana, senin icin... 

Senin gözlerinde yıkanacağım, masum sevgine, saf kalbine ve iyi niyetine sığınacağım. Sev, cok sev! Sar sarmala beni, sakla! Çünkü ben şimdiden seviyorum seni!

...

Tabi şimdilik üç noktadan ibaret hersey, soylenmemis sozlerimiz, gitmedigimiz yerlerimiz, tokusturmadigimiz kadehlerimiz, yasamadigimiz atesli sevismelerimiz ve gecirmedigimiz yillarimiz, paylasmadigimiz iyi ve kotu gunlerimiz var. Ama benim umudum var. Biz tüm bunları yasayacağız , yaşayıp göreceğiz. 

Together...



15 Mayıs 2013 Çarşamba

Gecenin bir yarisiyim

Gecenin ılık sessizliğinde
Yer döşek olsa gökyüzü yorgan
Ay aydınlatsa çıplak tenini yârin
Öpsem gül kurusu dudaklarından

Bir yudum şarap alsam kadehimden
Gerisini kadınıma döksem
Başımı yaslasam kadife göğüslerine
Demet demet şiir koklasam

Gözlerimiz birbirine kaynaşsa
Beyaz bir bulut bize yanaşsa  

Her bir öpüşle kıvılcımlanan
Bir alevin dansı oynaşsa

12 Mayıs 2013 Pazar

Yeni misafir ve aldatma !

Ne kadar zor!
Nekadar zor yeni birisini hayatınıza almak, kapılarınızı, tabularınızı  ona acmak, sofranızda yer açıp, sarabinizi paylaşmak. 

Çocukken yada gencken, ( hala genciz gerçi 😉) daha gencken diyelim biz ona, daha kolaydı hersey, daha netti. Daha masum, daha hesapsizdi. Daha güzeldi be...
Yas ilerledikçe hersey başka başka oluyor, icinden geldigi gibi deilde, davranman gerektiği gibi oluyor.
Daha gerçekçi, daha sorgucu ve belkide en kötüsü daha kuşkucu oluyorsun. Hep tesadüf edip okul hayatın, is hayatın da erkek egemenliği baskınsa, ve sen  bu sebepten onları ve onlarin mantigini bu kadar  iyi taniyorsan, ne soylerken- aslinda ne soylemek isdediklerini hemen kavrayabiliyorsan, zaten artık birazda yasanmisliklarin tecrübesi sabit.
Hele bir de daha önceki sevgilin seni aldatmissa...
 Baltasını taşa vuran yegane bahtsiz insan  olmaya mecbur gibisin yani.
Paranoya sahibi olmak istemiyorum, yada takintili biri gibi olaya yaklaşmak istemiyorum ama ! Galiba birisi var, başka birisi daha var!  

Aman hepsi siktirolup gitsin bu erkeklerin... Sevgili falan istemiyorum. madem boyle yapacaksan ne dolanıp durdun etrafımda :( ne bu  böyle. 

Galiba yanlış yapan benim. 
Anlıyorum ; tek eslilik zor birsey gercektende, belki de sıkıcı lakin yalan yada aldatma daha kötü birsey.cok eşli de olunacaksa dürüstce olmalı. İnsanlar aptal yerine konulmamalı, en azından bu şartlar altında hala yanında bu iliskinin icinde  Kalip- kalmama tercihi kişiye ait olmalı. Bir elim yağda bir elim balda durumu dadindan yenmez fakat kimse böylesine de aşağılanmamali ! 
 Artık ne doğru ne yanlış hepsi birbirine girdi.sikilmaya başladım. Guven diye birsey kalmadı. Maalesef benim yeni iliskilere de gücüm kalmadı. 
Bir ihtimal daha var, oda sen de kafana göre takil, asların yedeklerin olsun. Eksilenin yeri anlaşılmasın, işine geldigi gibi yap, çıkar rant sağla hatta diyorum kendime .
Sonra cok utanıyorum bana bunları söyleyen kendimden. Başlıyorum azarlamaya o Melek'i ; 
Ayıp değil mı? 
Yakışır mı?
Eeee o zaman yasamaya deger mı? Eksik kalsın madem!
Haysiyetsizligin lüzumu yok! 
Sacmalama ! 
Bu kadar kirlenmiş olamazsın, bu kadar da düzene yenilmiş olamazsın.
Böyle gunümüz modern aşklarına gebe kalamazsın !!!!
Vs vs....

Ben aynı kalayım eğer mümkünse. Ben değişmeyeyim. 40.000 kerealdatilip 1 kere aldatmayimda...
Ben kirlenmeyeyimde !!!!!
 





Bu haftadan geriye kalan !

Bu hafta sonu gündemimiz baya bi yogundu. Hepimizin ders çıkaracağı, paylaşacağı yogun duygularımız vardı. 

Herkesin en az bir tane, klavye delikanliligi yapabilecegi, Twitt atacağı, Facebook ta paylaşım yapabileceği bir konu vardı. 

Haftanın ve pazar gecesinin sonunda nacizane şunu soyleyebilirim ki ; keske millet meselelerine ve insan hayatına ilgimiz, delikanlılığımız ve tutkumuz , tuttuğumuz takıma olan taraftarlığımız kadar olsaydı. 
Beni en cok şaşırtan ise; bütün gün sosyal medyada, değerli annelerimiz, kıymetli annelerimiz, cennet annelerin ayakları altındadır, aman anam, canım anam ve hatta keske anneler ölümsüz olsa gibi ütobik ve doğaya aykırı paylaşımlarda bulunanlar aksam mac sonrası ilk olarak ve hep birbirlerinin annelerine küfür etmiş olmaları oldu.

Hükumetin Hatay da yaşananlar ve o acı görüntüler karşısında takındığı tavır  ve dedikodu seklinde dolasan hazmedilemez, konu hakkindaki yayin yasagi ise insanı çileden çıkaran cinsten. 

Gunün özeti olarak; 

Hatay daki patlamaya ve galatasarayin maglubiyetine uzuluyor, fenerbahcemin zaferine seviniyor ve annelerimizin anneler gununu kutluyoruz 

Bu arada "gelecegin annesine" yazılı bir kartla eski sevgilimden gelen muhteşem gülleri sizinle paylaşmadan edemeyeceğim. :)

Not: su anki erkek arkadaşım gunün anlam ve onemiyle ilgili bana hiçbir jest veyahut kuru bir sözü yada  nebileyim mesajı olmadı :( 


10 Mayıs 2013 Cuma

Müsaade lütfen !

Bir sürü abuk sabuk erkek var etrafımda. Hepsi başka başka, herbiri değişik. Bu kadar farklı tipte erkek aynı beni istiyor. Şaşırtıcı geliyor. Sonra düşünüyorum ve cevabı buluyorum; herkes beni değil görmek istediği melek'i görüyor. Bana değil hayallerinde ki kadına aşık oluyorlar. Ve sanırım iliski yasasak da esas beni görene kadar adına ask diyecekler. Belki de bu süre zarfında ben istedikleri kadına dönüşeceğim.
Peki ya o zaman ne olacak? Bence bendeki bu muziplik gidince, yarattıkları kadına bakacaklar ve ; "bu ne melek nede benim istediğim kadın" diyecekler.
Vesselam bu kadar adamın arasında biri geliyor, sen zaten sıkılmışsin bu kadar abuk sabuk tipin yerli yersiz ilgisinden, aman biri de eksik olsun deyip, kapıdan kovuyorsun, bacadan giriyor, bacadan kovuyorsun pencereden giriyor, allem edip kallem edip hayatının orta yerine oturuveriyor. Hobaaaaaaaa!
Bi bakıyorsun istediğin adam !
Fakat senin kafan darmaduman, is desen boka sarmış, aileni daha az hissediyorsun, başlıyorsun korkmaya. Çünkü biliyorsun ki hata yapacaksın bu hengâmede. Oysaki bu adam hayatının orta yerinde kalsın, hatta kök salsın, bir sarmaşık gibi hertyerini sarsın istiyorsun. Müsaade var mı ?
Yok, vermiyorlar müsaade !
Müsaade edin, istediğim bir avuç mutluluk, bir avuç huzur, bir avuç tutku, biraz şarap biraz da şiir...

Müsaade edin!!!
Müsaade lütfen...


8 Mayıs 2013 Çarşamba

Yaaaa Boyle iste

"Uzak tutmaya çalışsak da hayatımıza girmenin bir yolunu bulurlar. Ta ki onlara ne kadar ihtiyacımız olduğunu fark edene dek." (Dexter-Tv)

3 Mayıs 2013 Cuma

Bazen...

Bazen , bazen bir başka hayat. Bir başka bakıyor sana, bazen bir cocuğun dunyayı anlamaya çalışan meraklı ve saskin gozlerinde, bazen cicekci kadının renkli çiçeklerinde, bazense yakışıklı , son derece cekici ve oyunu kuralına göre oynayan bir adamın gözlerinden gülümsüyor.

Hosgeldin adamım.

Hosgeldin!!!